Anayasa Mahkemesi kararı ile ; Emlak Vergisine esas asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin yüksek belirlenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

Belediyelerce rayiç belirlemede yasa da belirlenen kriterlere uymama “Mülkiyet Hakkı İhlali ” olarak değerlendirilmiştir.

https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2019/33855

Kararda kısa bir bölüm;

TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
FİLİZ FREIFRAU VON THERMANN VE İNCİ SIEBER BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/33855)
Karar Tarihi: 13/9/2022
R.G. Tarih ve Sayı: 20/12/2022 – 32049

Başvurucular : 1. Filiz FREIFRAU VON THERMANN
    2. İnci SIEBER
Başvurucular Vekili : Av. Erman PAZARBAŞI

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, emlak vergisine esas asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin yüksek belirlenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvurucular, Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde bulunan 244 ada 1, 2, 8, 9, 10, 25, 26 ve 32 parsel numaralı taşınmazların malikidir. Başvurucular anılan taşınmazlar üzerinde kamp işletmeciliği işiyle iştigal etmektedir.

7. 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 1. ve 12. maddelerine göre Türkiye sınırları içinde bulunan binalar, arsalar, araziler bina ve arazi vergisine tabidir. Söz konusu Kanun’un 3. ve 13. maddeleri uyarınca bina ve arazi vergisi; bina ve arazinin maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa bina veya araziye malik gibi tasarruf edenler tarafından ödenir.

8. Anılan Kanun’un 11. ve 21. maddelerine göre bina ve arazi vergisi, ilgili belediye tarafından dört yılda bir defa olmak üzere takdir işlemlerinin yapıldığı yılı takip eden bütçe yılının ocak ve şubat aylarında vergi değeri esas alınarak yıllık olarak tarh olunur. Bu suretle tarh olunan vergiler, tarh edilen tarihte tahakkuk ettirilmiş sayılır. Yapılan tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda vergi değeri üzerinden hesaplanan bina ve arazi vergisi, her bütçe yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk ettirilmiş sayılır.

9. 1319 sayılı Kanun’un 29. maddesi uyarınca arsa ve arazilerin vergi değeri 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca “arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köy için cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeler (turistik bölgelerdeki cadde, sokak veya değer bakımından farklı olanlar ilgili valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parseller), arazide her il veya ilçe için arazinin cinsi (kıraç, taban, sulak) itibarıyla takdir olunan birim değerlere göre belirlenmektedir. Binaların vergi değeri ise bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile arsanın değeri esas alınarak hesaplanmaktadır. Vergi değeri, dört yılda bir yeniden takdir edilmekte ve takip eden üç yıl için ise bir önceki yıl vergi değerinin 213 sayılı Kanun hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle bulunmaktadır.

10. Başvurucular söz konusu taşınmazların maliki olması sebebiyle Burhaniye Belediyesinde (Belediye) emlak vergisi mükellefidir. Başvurucuların taşınmazlarının emlak vergisine esas metrekare birim değeri 2017 yılında 393,54 TL’dir.

13. Vergi Mahkemesi 4/8/2017 tarihinde, davanın usulüne uygun olarak açılmaması sebebiyle dava dilekçesinin reddine karar vermiştir. Başvurucular 14/9/2017 tarihinde dava dilekçesini yenilemiştir. Yenilenen dilekçede, önceki dilekçede ileri sürdükleri iddialara ek olarak Takdir Komisyonu kararının Takdir Komisyonunca taşınmazlarının kendine özgü durumunun dikkate alınmaması sebebiyle Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtmiş; Takdir Komisyonu kararının dayanağını teşkil eden kuralların iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasını talep etmiştir.

14. Yargılama devam ederken 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Kanun’un 35. maddesiyle 1319 sayılı Kanun’a eklenen geçici 23. madde yürürlüğe girmiştir. Anılan maddeye göre takdir komisyonlarınca 2017 yılı genel takdir döneminde 2018 yılı için takdir edilen asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin 2017 yılı için uygulanan birim değerlerinin %50’sinden fazlasını aşması durumunda 2018 yılına ilişkin bina ve arazi vergi değerlerinin hesabında 2017 yılı için uygulanan asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin %50 fazlasının esas alınması öngörülmüştür.

i. 1319 sayılı Kanun’un 29. maddesine göre vergi değeri takdir komisyonlarınca takdir olunan birim değerlere göre hesaplanmaktadır. Ancak 7061 sayılı Kanun’un 35. maddesiyle 1319 sayılı Kanun’a eklenen geçici 23. maddeyle, 2018 ve takip eden 2019, 2020, 2021 yılları için uygulanmak üzere farklı bir usul öngörülmüştür. Buna göre takdir komisyonlarınca 2017 yılı genel takdir döneminde 2018 yılı için takdir edilen asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin 2017 yılı için uygulanan birim değerlerinin %50’sinden fazlasını aşması durumunda vergi değerinin hesabında artık anılan takdir komisyonu kararı uygulanmayacak, 2017 yılı için uygulanan asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin %50 fazlası esas alınacaktır. Bu durumda Takdir Komisyonunca 2018 yılı için takdir edilen asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerleri kanunen hükümsüz hâle gelmiştir.

ii. Olayda taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak Takdir Komisyonunca 2018 yılı için 780 TL birim değeri takdir edilmiştir. Taşınmaz için 2017 yılında uygulanan birim değeri ise 393,54 TL’dir. Bu itibarla 2018 yılı için takdir edilen birim değerin 2017 yılında uygulanan birim değerin %50’sinden fazlasını aştığı görülmüştür. Bu durumda 7061 sayılı Kanun’un 35. maddesiyle 1319 sayılı Kanun’a eklenen geçici 23. madde uyarınca, Takdir Komisyonunca takdir edilen değerin yerine kanun hükmü gereğince belirlenen değerin uygulanacak olması karşısında konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

…. Anayasa’ya aykırılık iddialarına cevap vermediğinden yakınmıştır. Başvurucular istinaf dilekçesinde ayrıca takdir edilen tutarın mali güce göre vergilendirme ilkesine uygun olmadığı gibi ölçülülük ilkesini de ihlal ettiğini savunmuş, taşınmazları üzerindeki işletmenin ekolojik bir işletme olmasının dikkate alınmamasının da Anayasa’nın 56. maddesine aykırı olduğunu öne sürmüştür.

.

28. 72 Seri Numaralı Genel Tebliğ’in 6. maddesi şöyledir:

“(1) Takdir komisyonlarınca 2018 yılı için takdir edilen asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerine karşı açılan davalar neticesinde, mahkemelerce takdir komisyonu kararlarıyla belirlenen metrekare birim değerlerin;

a) İptal edilmesi sonucu takdir komisyonları tarafından yeni bir değer belirlenmesi,

b) Kısmen iptal ve kısmen tasdik edilmesi,

c) Tasdik edilmesi,

halleri sonucu oluşan bu değerler 2017 yılında uygulanan birim değerlerin %50’sinden fazlasını aşıyorsa, 2018 yılına ilişkin bina, arsa ve arazi vergi değerlerinin hesabında, 2017 yılında uygulanan asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin %50 fazlası esas alınarak emlak vergi değerleri ilgili belediyelerce bu Tebliğde açıklanan esaslar çerçevesinde hesaplanacaktır.

 (2) Arsa veya arazinin herhangi bir sebeple takdir dışı kalması veya yeni cadde ve sokak oluşması gibi nedenlerle 2017 yılına ait birim değerin bulunmaması halinde bu arsa ve araziler için 2018 yılına ilişkin takdir komisyonlarınca belirlenen birim değerler esas alınacaktır.

 (3) Emlak vergi değeri veya asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerleri esas alınarak uygulanan vergi, harç ve diğer mali yükümlülükler için de 1319 sayılı Kanunun geçici 23 üncü maddesine göre hesaplanan değerler esas alınacaktır.”

V. İNCELEME VE GEREKÇE

29. Anayasa Mahkemesinin 13/9/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü

30. Başvurucular;

iv. AİHM’in bazı kararlarına atıfta bulunarak takdir edilen metrekare birim değerinin yol açtığı yüksek vergilendirmenin ölçülülük ilkesini zedelediğini belirtmiştir.

v. Vergilendirme politikasının taşınmazlarını kendi dünya görüşlerine uygun olarak kullanmalarına engel olması sebebiyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

vi. Beş yıldızlı oteller ile ekolojik esaslara göre faaliyette bulunan kamp işletmeleri arasında fark gözetilmemesinin eşitlik ilkesini ihlal ettiğini ifade etmiştir.

40. … Dolayısıyla mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin Anayasa’ya uygun olabilmesi için müdahalenin kanuna dayanması, kamu yararı amacı taşıması ve ayrıca ölçülülük ilkesi gözetilerek yapılması gerekmektedir (Recep Tarhan ve Afife Tarhan, § 62).

i. Kanunilik

41. Mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerde ilk incelenmesi gereken ölçüt kanuna dayalı olma ölçütüdür. Bu ölçütün sağlanmadığı tespit edildiğinde diğer ölçütler bakımından inceleme yapılmaksızın mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılacaktır. Müdahalenin kanuna dayalı olması, müdahaleye ilişkin yeterince ulaşılabilir, belirli ve öngörülebilir kanun hükümlerinin bulunmasını gerektirmektedir (Türkiye İş Bankası A.Ş.,[GK], B. No: 2014/6192, 12/11/2014, § 44; Ford Motor Company, B. No: 2014/13518, 26/10/2017, § 49; Necmiye Çiftçi ve diğerleri, B. No: 2013/1301, 30/12/2014, § 55).

54. Anayasa’nın 73. maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.” denilmek suretiyle diğer ilkelerin yanı sıra verginin mükellefin mali gücüyle uyumlu olması zorunlu kılınmıştır. Mali güce göre vergilendirme aynı zamanda orantılılık ilkesinin de bir gereğidir. Kişinin sahip olduğu servetin mali gücün bir göstergesi olduğu açıktır. Dolayısıyla kişinin servetine dâhil olan taşınmazları üzerinden emlak vergisi alınması kural olarak mali güce göre vergilendirme ilkesine aykırılık teşkil etmez. Bununla birlikte taşınmazın değeriyle orantısız bir vergi yükünün ortaya çıkması mali güce göre vergilendirme ilkesini, dolayısıyla orantılılık ilkesini ihlal edebilir. Vergilendirilen servetin (taşınmazın) gerçek değerinin doğru bir biçimde tespit edilmemesi kişinin servetiyle orantısız vergi külfetiyle karşı karşıya kalmasına yol açabilir.

55. Emlak vergisine konu taşınmazın değerinin tespiti oldukça teknik ve uzmanlık gerektiren bir konudur. Bu nedenle taşınmazın değerinin tespitine yönelik şikâyetlerde Anayasa Mahkemesinin yetkisi son derece sınırlıdır. Bu konuda yetkili ve görevli derece mahkemeleri Anayasa Mahkemesine göre daha iyi bir konumdadır. Çok güçlü nedenler bulunmadıkça Anayasa Mahkemesinin derece mahkemelerinin vardığı sonuçlardan ayrılması bireysel başvurunun amacıyla bağdaşmaz.

 

59. Sonuç olarak başvurucuların taşınmazlarının kamp işletmeciliği amacıyla kullanılıyor olmasının rayiç bedeli, dolayısıyla emlak vergisine esas asgari ölçüde metrekare birim değerini etkileyip etkilemediği hususunun açıklığa kavuşturulmadığı gözetildiğinde servetin vergilendirilmesi yoluyla mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin mali güce göre vergilendirme ilkesine uygun olmadığı, dolayısıyla orantılılık koşulunu sağlamadığı kanaatine varılmıştır.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Balıkesir Vergi Mahkemesine (E.2018/419, K.2019/47) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 13/9/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

 

Write a comment:

Notice: Undefined variable: user_ID in /home/erhankaplan/alikaplan.net/wp-content/themes/auto-repair/comments.php on line 100

You must be logged in to post a comment.